Haberler :::
-
21.11.2023
Yapay Zeka ve Robotik Kodlama Merkezi Resmi Törenle Açıldı
Üniversitemiz bünyesindeki Yapay Zeka ve Robotik Kodlama Merkezinin açılışı Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımı ile düzenlenen görkemli törenle gerçekleştirildi. Bölgede tek olma özelliğini taşıyan Üniversitemiz Yapay Zeka ve Robotik Kodlama Merkezi, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır tarafından açıldı. Açılış programından önce Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde düzenlenen törende bir konuşma yapan Bakan Kacır; gençliğe, geleceğe ve teknolojiye yatırımı artırarak sürdüreceklerini söyledi. Açılış programına Bakan Kacır’ın yanı sıra önceki dönem ulaştırma bakanı olan Trabzon Milletvekili Adil Karaismailoğlu, Vali Aziz Yıldırım, Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, ilçe kaymakamları ve belediye başkanları, mülki erkân ve il müdürleri, sivil toplum kuruluş temsilcileri, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, Avrasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Füsun Terzioğlu, DOKA Genel Sekreteri Kemal Akpınar ile çok sayıda akademisyen, öğrenci ve davetli katıldı. Konukları programın evsahibi olarak ağırlayan Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, açılış töreninde yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde başlatılan Milli Teknoloji Hamlesi çerçevesinde üstlendiğimiz akademik sorumlulukla Trabzon Üniversitesi olarak bu hamleye var gücümüzle katkıda bulunma azmi ve kararlılığı içinde bölgemizde ilk olma özelliği taşıyan Yapay Zekâ ve Robotik Kodlama Merkezimizde AR-GE temelli proje eğitimlerimize başlamış bulunmaktayız. Bu Merkezimizde hâlihazırda 150’den fazla modern ve yenilikçi makine ve teçhizat, yeni nesil 3 ayrı laboratuvar, tam donanımlı çekim stüdyosu, sosyal alanlar, teknolojik ofisler ve destek üniteleri mevcuttur. İlk kursiyerlerimiz akademisyenlerimiz ve üniversite öğrencilerimiz oldu; ikinci aşamada bölgemizdeki gönüllü genç gruplarla teknolojiye yeni projeler kazandırmak için çalışıyoruz. Paydaşlarımızla birlikte merkezimizde gerçekleştirilecek AR-GE temelli projeler, robotik kodlama ve yapay zekâ alanında eğitim hizmetleri ve danışmanlık faaliyetleri neticesinde ülkemizdeki teknolojik bilgi ve birikimin artırılması, üniversite-sanayi işbirliklerinin geliştirilmesi, veriye dayalı politikalar belirlenmesi ve gençlerin yapay zekâ alanında istihdamının desteklenmesiyle ülkemizin Milli Teknoloji Hamlesine katkı sağlama azmindeyiz." Rektörümüz şöyle devam etti: "Merkezimiz bünyesinde bulunan Elektronik ve Robotik, Yapay Zekâ, Medya ve İçerik Geliştirme atölyeleri ile her türlü işbirliği, bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerine hizmet verme çabasındayız. Üniversitemiz bünyesinde 2024-2025 yılında eğitim-öğretime başlaması planlanan Bilgisayar ve Bilişim Bilimleri Fakültemizde yer alan Yapay Zekâ Mühendisliği, Yazılım Mühendisliği, Bilgisayar Mühendisliği ve Dijital Oyun Tasarımı bölümleri için açılışını gerçekleştirdiğimiz bu merkez, bir AR-GE laboratuvarı görevi de üstlenecektir. Bilgisayar ve Bilişim Bilimleri Fakültemizdeki özellikle Yapay Zekâ Mühendisliği ve Dijital Oyun Tasarımı bölümleri bölgemizde ilklerden olmaları özelliği ile öne çıkmaktadır. Verinin işlenmesi ve anlamlandırılması noktasında önemli bir adım olarak YÖK tarafından Büyük Veri Projesi kapsamında 8 pilot üniversiteden biri olarak seçilen Üniversitemiz “Büyük Veri ve Yapay Zekâ Koordinatörlüğü” bünyesinde çalışmalarını sürdürmektedir. Dijital dönüşüm ve çağın gerekliliklerini yakalama noktasında önemli gördüğümüz bir diğer çalışma konumuz ise Dijital Dönüşüm ve Yazılım Alanıdır. Tüm bu birimlerimiz ve Ar-Ge faaliyetlerimiz ile Milli Teknoloji Hamlesine katkı sunma ve bu hamleyi daha da ileriye taşıma gayretindeyiz." Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile birlikte Ülkemizin yüz akı Teknofest etkinliklerinde baştan beri paydaş üniversite olarak aktif rol aldıklarını hatırlatan Âşıkkutlu, "2021 yılında biri en iyi sunum kategorisi, diğeri İnsanlık Yararına Teknolojiler kategorisi olmak üzere Teknofest yarışmalarında 2 adet birincilik ödülü aldık. Bu ödüllerin sayısını bu destekler ve özgün projelerimiz sayesinde artırma hedefindeyiz. Yine bu kapsamda bölgemizdeki büyük bir açığı giderecek olan Sporda Performans Değerlendirme ve Yetenek Seçimi Uygulama ve Araştırma Merkezimizi Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, Gençlik ve Spor Bakanlığımızın destekleri ve Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin iş birliğinde faaliyete geçmiş bulunmaktadır. Merkezimizde disiplinler arası bilimsel ve teknolojik araştırma ve uygulama faaliyetleri, yetenek ve performans analizi ile ilgili sorunların çözümüne yönelik yöntem ve önerilerin geliştirmesi kapsamında faaliyetler sürdürülmektedir. Başta Saygıdeğer Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mehmet Fatih KACIR şahsında önceki bakanlarımıza ve ekiplerine, Gençlik ve Spor Bakanlığımıza, Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı yönetici ve çalışanlarına, süreçte emeği bulunan tüm paydaşlarımıza ve çalışma arkadaşlarıma şahsım ve Üniversitem adına yürekten teşekkür ediyorum. Merkezimiz hayırlı olsun” diye konuştu. KACIR: EN BÜYÜK GÜCÜMÜZ GENÇLİK Yapay Zeka ve Robotik Kodlama Merkezimizin açılışı için Üniversitemize gelen Bakan Kacır ise açılış töreninden önce yaptığı konuşmada şunları kaydetti: ‘Yapay Zeka ve Robotik Kodlama Merkezimizin açılışında sizlerle bir arada olmaktan büyük mutluluk duydum. Dünyada dijital teknoloji alanlarında muazzam değişimler yaşanıyor. Değer temelleri yenilikçi yaklaşımlarla şekilleniyor. Türkiye olarak dijitalleşmenin getirdiği bu yeni dünya düzeninde biz de insan kaynağı altyapısını inşa ediyoruz. Açılışını gerçekleştirdiğimiz merkez Karadeniz’in yeni bilim üssü olarak genç girişimciliği geliştirecek. Buradaki eğitimler ve sunduğumuz danışmanlık hizmetleri ile gençlerimizin geleceğin yeterliliklerine kavuşmalarını, dijital hedeflere ulaşmalarını hedefliyoruz. Son 21 yılda Cumhurbaşkanımız liderliğinde dev bir ar-ge ve yenilik sistemi inşa ettik. 270 bini aşan ar-ge personeli bunun odağında yer alıyor. Bunlar ülkemizdeki siyasi istikrarın ve kararlılığın eseridir. Dünyanın savaşlar, küresel salgınlar, iklim değişikliği, gıda ve hammadde krizleri ile boğuştuğu son 12 çeyrekte Türkiyemiz büyümesini aralıksız sürdürdü. Doğuştan elektrikli milli otomobilimiz Togg artık yollarda. Milli SİHA’larımızı geliştirdiğimiz gibi yapay zekayı da geliştireceğiz.” Yapay zeka teknolojisinin yaşamın birçok alanına hakim olmaya başladığını dile getiren Bakan Kacır şöyle devam etti: “Tıptan savunma sanayisine kadar birçok akıllı sistemin çekirdeğini yapay zeka oluşturuyor. Yaşamımızda her geçen gün daha derin ve dönüştürücü etkileri oluyor. Orta vadede yapay zekanın dünya ekonomisine 15 trilyon doların üzerinde bir katkı yapması öngörülüyor. Bunun aynı zamanda ekonomik bir dönüşüm aracı olduğunu söyleyebiliriz. Yapay zeka ve robotik gibi teknolojilerin bazı geleneksel işlerin yerini alması ile yeni iş gereksinimleri de ortaya çıkacak. Bu fırsatları herkes için erişilebilir kılmak istiyoruz. Türkiye Yüzyılını inşa ederken gençliği merkeze alıyoruz, TÜBİTAK bünyesinde Ulusal Yapay Zeka Enstitüsünü kurduk. KOBİ’ler ve ortak yatırım konsorsiyumları ile bu projeleri destekliyoruz. Ama biz insandan vazgeçmeyeceğiz. Nitelikli insan kaynağı arayışımız devam edecek. Kalkınma ajanslarımızın desteği ile Ekol-42 okullarını açtık. Buralarda ücretsiz yazılım eğitimi sunuyoruz. Nitelikli yazılımcı sayımızı artırıyoruz. TÜBİTAK desteği ile açılan bilim merkezlerimizde robotik kodlama ve programlara eğitimleri vererek gençliğimizi güçlendiriyoruz.” Kacır, Trabzon’a Trabzon Büyükşehir Belediyesi ile birlikte kazandırdıkları Özdemir Bayraktar Bilim Merkezi’nin çok önemli bir açığı kapatacağına vurgu yaparak şöyle konuştu: “Bilim merkezimizin de Trabzon’un çocuklarına, Trabzon’un gençlerine hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. TEKNOFEST’te genç yazılımcı ve girişimcileri iş dünyası ile bir araya getiriyoruz. İdeallerini gerçeğe dönüştürmeleri için yenilikler sunuyoruz. Gençlerimizin iş gücüne katılmasını ve bölgesel gelişmeyi hedefliyoruz. Bu yamaçla oluşturduğumuz yatırımlar 400 milyon lirayı aştı. Trabzon Üniversitemizin Yapay Zeka ve Robotik Kodlama merkezine Bakanlık olarak ciddi destek sağladık. Bu ülkenin en büyük gücü genç ve dinamik nüfusudur. AB’nin ortanca genç yaşı 44 iken bizde ise bu yaş 32’dir. Rakiplerimizin önüne geçmemizi sağlayacak ana unsur, önündeki engelleri kaldırabilir ve onları donatabilirsek genç nüfustur. Her işimizde odak noktamız gençlik olmaya devam edecek. Milyar dolarlık şirketlerin kurucularına baktığımızda gençleri görüyoruz. Biz de Milli Teknoloji Hamlesi yolculuğumuzda gençlerimizi önde görmek istiyoruz. Gençlik Spor Bakanlığımıza, Trabzon Üniversitemize ve Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansımıza teşekkür ediyorum. Yapay Zeka ve Robotik Kodlama Merkezimizin hayırlı olmasını diliyorum.” Daha sonra beraberindeki heyetle birlikte merkezin açılış kurdelesini kesen Bakan Kacır, hem yapay zeka eğitimi alan yeni dönem kursiyerlerle görüştü, hem de merkezdeki robotların hareket yeteneklerini ilgiyle izledi. Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu tarafından Bakan Kacır’a çeşitli hediyeler takdim edildi. Program, sağanak yağmura rağmen yoğun ilgi ve katılımla gerçekleşti. -
17.11.2023
Türkiye’nin İlk Uzay Mühendisi Karakaş: Ülkeme Hizmet Edeceğim
Türkiye'nin ilk serebral palsili (SP) uzay mühendisi Turgay Karakaş, “Türkiye’nin İlk Uzay Mühendisi Turgay Karakaş Genç Fikirleri Teknoloji ile Buluşturuyor” adlı konferansında geçen yıl 360 iş teklifi aldığını ve bunların içinde çok yüksek meblağlar içeren iş teklifleri olduğunu vurgulayarak “Bu iş tekliflerinin yüzde 95’i yurtdışından geldi. Çok ve çok yüksek meblağlar içeriyordu. Ama ben Türküm, Türkiye’de doğdum. Türkiye’nin üniversitelerinde okudum. Bu manada bu millete benim bir borcum var. O borcu ödemek için yurtdışından bana gelen çok yüksek meblağlı teklifleri burada aldığım meblağlara tercih etmiyorum. Ülkemde kalmak o meblağlarla eşdeğerdir. Hiçbir yere de gitmiyorum. Burada ülkeme hizmet etmeye devam edeceğim.” dedi. Çarşıbaşı Meslek Yüksekokulumuz ile Çarşıbaşı Belediyesi iş birliğinde Mahmut Goloğlu Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansa Üniversitemiz Yapay Zeka ve Robotik Kodlama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ali Kürşat Erümit, Çarşıbaşı Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Lokman Şılbır, Trabzon’daki bilgisayar bilimleri ve kodlama eğitimi merkezinin oluşmasında çok önemli katkıları olan işadamı Naci Orhan, akademik ve idari personelimiz ile öğrenciler katıldı. TÜRKİYE’DE AYNI ANDA 3 YAN DAL YAPAN BİRİ İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra Türkiye’nin ilk uzay mühendisi Karakaş, “Türkiye Yüzyılı Bilim İnsanı” olmanın halk arasında "beyin felci" olarak da bilinen SP gibi fiziksel bir engel dahi olsa başarılara imza atmak için zorluk teşkil etmediğinin en iyi örneği olduğunu hayatından aktardığı kesitlerle katılımcılarla paylaştı. 1994'teki üniversite sınavında sadece sayısal soruları yanıtlayarak ilk 25'e girdiğini ifade eden Karakaş, “Türkçe öğretmenimin beni incitmesinden dolayı Türkçe sorularını çözmedim. O yıllarda uzay mühendisliği bölümü olmadığı için Ankara Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü'ne yerleştim. En büyük hayalim olan uzay mühendisi olabilmek için Türkiye’de matematik, fizik ve kimya alanında aynı anda 3 yan dal yaptım. Mühendislik dersleri de alarak Türkiye’nin ilk uzay mühendisi olmaya hak kazandım. Fakültede yüksek lisans ve doktoramı tamamladıktan sonra TÜBİTAK Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü'nde (SAGE) işe başladım. Yılmadım, devletim bana ne görev verdiyse yaptım. Çağrıldığım bir toplantıda üç aydır çözülemeyen bir üç cisim problemini 15 dakikada çözdüm. O günden beri de TÜBİTAK SAGE’nin A takımındayım.” diye konuştu. TÜRKİYE'NİN UZUN MENZİLLİ İLK SEYİR FÜZESİNİN GELİŞTİRİLMESİNDE AKTİF ROL Türkiye'nin ilk uzay mühendisi olmanın heyecanını bütün konferansında hissettiren Karakaş, TÜBİTAK’taki çalışmaları hakkında ise şunları söyledi: "TÜBİTAK'ta savunma sanayine yönelik projelerde görev aldım. İHA, SİHA’ların fizibilite çalışmasını yaptım. Türkiye'nin uzun menzilli ilk seyir füzesi, SOM füzesinin arayıcı başlığını dünyada ilk olarak ben yaptım. Havadan havaya, havadan karaya, karadan denize, denizden havaya, denizden karaya, denizden denize bütün mühimmatlarda aktif rol aldım. Beş yaşında iken zihinsel engelli teşhisi konan çocuk şu anda gökleri fetheden Turgay Karakaş olarak karşınızda.” İMKÂNSIZ DİYE BİR ŞEY YOK, BİRAZCIK ZAMAN ALIR Gençlere çok önemli önerilerde de bulunan Karakaş, “Gençler, hiçbir zaman pes etmeyin. Hayattaki bakış açınız her zaman en ilerisi, en zirve olsun. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ‘İstikbal göklerdedir’. Bana ait bir sözle bitirmek istiyorum. İmkânsız diye bir şey yoktur, sadece birazcık zaman alır.” dedi. Özel gereksinimli olmanın farkındalığı için katılımcılarla empati düzeyinde etkileşimlerin de yaşandığı yoğun ilgi gören konferans sonunda Karakaş’a teşekkür belgesi ve plaket takdim edildi. -
15.11.2023
Farklı Olma Farkında Ol Konferansı
Trabzon Üniversitesi, Trabzon Emniyet Müdürlüğü ve Trabzon Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün de paydaş olduğu “Sağlıklı Genç Sağlıklı Toplum Projesi” bağlamında “Madde Bağımlılığının Toplumdaki Etkisi, Farklı Olma Farkında Ol!” konferansı düzenlendi. Mahmut Goloğlu Kültür Merkezi’nde gerçekleşen konferansa akademik ve idari personelimiz ile öğrenciler katıldı. Üniversitemiz İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Fatma Dilek Şeker, “Özgürlük mü, Bağımlılık mı?” konulu sunumunda bağımlılığın nasıl geliştiği, bir beyin hastalığı olan bağımlılık hakkında alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi. İl Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğünden polis memuru Orhan Öztürk, Çocuk ve Gençler Sosyal Koruma ve Destek Programı (ÇOGEP) kapsamında yürütülen “Sağlıklı Genç Sağlıklı Toplum Projesi” ile gençler ile anne ve babaları madde bağımlılıkları konusunda bilgilendirdiklerini ifade etti. Narkotik Şubede polis memuru olan Gözde Bayram ise narko gençlik ile ilgili gençleri bilgilendirerek madde bağımlısı olmamak için nelerden uzak durmaları gerektiği noktasında önerilerde bulundu. Trabzon Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nde Denetimli Serbestlik Uzmanı olarak görev yapan İmdat Yavaş “Madde Bağımlılığının Hukuki Boyutu” ile ilgili Türk Ceza Kanunu 191. maddesi hakkında bilgi vererek denetimli serbestlik sürecinde tedavi ve tedavi sonrası süreçlerde yaptıkları çalışmaları anlattı. Asayiş Şubede polis Memuru Dilber Turan Aslan da Kadın Destek Uygulaması (KADES) hakkında bilgilendirme yaparak uygulamanın nasıl kullanıldığından bahsetti. Program sonunda toplu fotoğraf çekimi gerçekleştirildi. -
13.11.2023
AFAD’dan Kampüsümüzde Farkındalık Etkinliği
AFAD Başkanlığı tarafından Trabzon’a gönderilen Deprem Simülasyon Aracı, ‘afet farkındalığı’ oluşturmak amacıyla Üniversitemiz Fatih Yerleşkesinde stant açtı. Yaşadığımız büyük afetler sonrasında özellikle depremlere karşı duyarlı bireyler yetiştirilmesine katkı sağlayan AFAD Başkanlığı Trabzon’a gönderilen Deprem Simülasyon Aracı ile farkındalık çalışmalarına devam ediyor. Üniversitemiz Fatih Yerleşkesinde farkındalık ve bilinçlendirme programı kapsamında birçok kişiye depremi simüle etme imkânı sağlanarak deprem gerçeği ve depremden korunma yolları teknik gösterimlerle anlatıldı. Trabzon AFAD personeli tarafından konuyla ilgili bilgi paylaşımı, broşür dağıtımı ve afet farkındalığı konularında güncel bilgiler verildi. Etkinlikte Trabzon AFAD Şube Müdürü Nermin Baki Yılmaz ve Ahmet Koç, Şefler Hediye PEKEN ve Erkan AKPINAR ile birlikte 8 Uzman personel katıldı. BÖLGEMİZ DE SORGULANMALI Aralarında depremzede öğrencilerin de bulunan 450 ziyaretçinin alındığı program hakkında Rektör Vekilimiz Prof. Dr. Atilla Çimer özel donanımlarına sahip araç ve simülasyonları inceleyerek bilgi edindi. Kendisi de Hataylı bir depremzede olan Rektör Vekilimiz, “Depreme karşı tutarlı ve düzenli bir bilinçlenme tesis edebilmemiz için bu gibi programlar çok değerli. Depremlerde acı kayıplar verdik. Ancak afet denince sadece bu anlaşılmamalı. Karadeniz’de de akarsu yataklarında yerleşim ve tesisleşme alışkanlığımızı da sorgulamalıyız. Afetlerden korunmanın en önemli yolu, konunun ilkokuldan başlayarak müfredatla eğitim programlarına alınmasıdır” dedi. Çimer, 2 gün süren program için AFAD ekibine teşekkür etti. -
10.11.2023
Ulu Önderimizi Hep Birlikte Andık
Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 85. yıl dönümünde Üniversitemizde düzenlenen anma töreninde duygulu anlar yaşandı. Rektör Vekilimiz Prof. Dr. Atilla Çimer yaptığı konuşmada, “Dünya durdukça Atatürk milletimizin kalbinde yer alacaktır” derken, İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültemiz Dr. Öğr. Üyesi Nurettin Çakıcı ise ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ söyleminin bugün yakın coğrafyada yaşadığımız gelişmeler nedeniyle çok daha iyi anlaşıldığını söyledi. Ayağı sakatlandığı için alçıda olan Spor Bilimleri Fakültesi Spor Yöneticiliği Bölümü ikinci sınıf öğrencisi Sudenaz Topal’ı arkadaşlarının tören alanına taşıması ve kulüp üyesi öğrencilerin O’nu anlatan şiirler eşliğinde Atatürk tablosu oluşturması herkesi duygulandırdı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete uğurlayışımızın 85. yıl dönümünde Üniversitemizce düzenlenen anma töreninde rektör vekili ve rektör yardımcılarımız ile dekan, müdür, bölüm başkanı, daire başkanı ile personelimizin yanı sıra öğrencilerimiz bir araya geldi. Fatih Yerleşkemiz içerisindeki Atatürk Anıtı önünde saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan törende daha sonra Sınıf Öğretmenliği Kulübü üyesi öğrenciler şiirler eşliğinde Atatürk Portresi oluşturdu. Günün anlamına ilişkin konuşmak üzere ilk olarak kürsüye gelen Üniversitemiz İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültemiz Dr. Öğr. Üyesi Nurettin Çakıcı, “Bugün burada devletimizin bânisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 85. yıl dönümü münasebetiyle toplanmış bulunuyoruz. Atatürk’ün huzurunda, vatan topraklarının savunulması için mücadele veren aziz milletimizin her bir ferdini saygı, hürmet ve minnetle anıyorum. Bu millet çağlar boyunca hürriyetinden ödün vermedi. Gazi Mustafa Atatürk usta bir asker ve siyasi konjonktürü çok iyi analiz eden bir liderdi. Çanakkale’den Filistin’e, Sakarya’dan Kocatepe’ye; hayatını milletine adamış bir önderdi. Mecbur kalmadıkça savaşı seçmedi. Savaştığı cephelerde ise birbirinden büyük zaferler elde etti. Bu millet çağlar boyunca hürriyetinden ödün vermedi. Günümüzdeki gelişmelere baktığımızda Mustafa Kemal Paşa’nın ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ söyleminin ne kadar tutarlı olduğunu bugün daha iyi anlaşıldığını görüyoruz” ifadelerini kullandı. ÇİMER: GÜÇLÜK KALMAK İÇİN ONUN YOLUNDAN GİDECEĞİZ Daha sonra kürsüye gelen Rektör Vekilimiz Prof. Dr. Atilla Çimer, “Türk Gençliği, Atatürk’ün bilime, akla, mantığa ve teknolojiye verdiği önemi benimseyerek açtığı yolda kararlılıkla yürümeye devam edecektir” vurgusu yaptı. Çimer konuşmasında şunları söyledi: “Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 85. yılında Ona olan bağlılığımızı göstermek için toplandık. Büyük Atatürk askerî öğrenciliğinden başlayarak aldığı bütün görevlerde üstün başarılar göstermiş, 1900’lü yılların başında Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki topraklarımızı işgal eden ülkelere karşı zaferler kazanarak başladığı komutanlığını İzmir’de düşmanı denize dökene kadar sürdürmüştür. Tüm dünya milletlerine örnek olacak bir liderlik örneği göstermiştir. 1920’de TBMM’nin açılışı, 1923’te Cumhuriyet’in kuruluşu ve yaşamı boyunca devam eden iktisadi hamlelerle eğitim ve din alanlarında yaptığı hizmetlerle sadece Türk Milletine değil dünya genelinde mağdur olan, sömürge altında yaşayan tüm milletlere örnek olmuştur. Onların bağımsızlık meşalesini ateşlemiştir. ‘Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ebediyen payidar kalacaktır’ diyen büyük bir fikir adamıdır. Aynı zamanda, ‘Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir, benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir’ diyen bir devlet adamıdır.” Rektör Vekilimiz sözlerinin devamında şunları kaydetti: “Biz de Trabzon Üniversitesi olarak Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün açtığı yolda ilim ve bilime, akla ve mantığa, çağdaşlaşmaya ve teknolojiye verdiği önemi benimseyerek Onun ilkelerini devam ettireceğiz. Maalesef güçlü ülkelerin bugün bölgemizde zayıf toplumlara neler yaptığına hepimiz şahit oluyoruz. İşte bu yüzden devletimizin uluslararası arenada her zaman daha güçlü şekilde yer alması için Atatürk’ün gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine çıkmak için, tam bağımsız bir millet olma yolunda azimle çalışacağız. Kendisini Türk Milletine ve Türkiye Cumhuriyetine yaptığı hizmetlerden dolayı rahmet şükran özlem ve minnetle anıyorum. Mekânı cennet olsun. Yüce Rabbim iyi ki onu bize bağışlamış. Dünya durdukça Atatürk milletimizin kalbinde yer alacaktır.” Çimer, konuşmasının sonunda Tonya Meslek Yüksekokulu öğrencilerimizden Ümran Aslan’ın vefatı dolayısıyla verdiği mesajda ise “Öğrencimizi de rahmetle anıyorum, ailesine ve camiamıza başsağlığı diliyorum” dedi. Çok sayıda akademik ve idari personel ve öğrencinin yer aldığı anma törenine bazı öğrencilerin aileleri ile emekli akademisyenlerimizden bazılarının da katılım göstermesi memnuniyet uyandırdı. -
07.11.2023
Yapay Zeka Merkezimize DOKA’dan Destek
Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) Genel Sekreteri Kemal Akpınar, Üniversitemiz Yapay Zeka ve Robotik Kodlama Merkezi’ne ziyarette bulundu. Ziyarette Yapay Zeka ve Robotik Kodlama Merkezi Müdürümüz Doç. Dr. Ali Kürşat Erümit’in yanı sıra Müdür Yardımcımız Dr. Öğretim Üyesi Alper Şimşek ile Kurumsal İletişim Direktörümüz Öğr. Gör. Göksel Çelenk hazır bulundu. Yapay Zeka ve Robotik Kodlama Merkezimizdeki teknolojik çalışmaları merkez müdürümüz Doç. Dr. Ali Kürşat Erümit ve ekibi ile yerinde inceleyen DOKA Genel Sekreteri Kemal Akpınar, “İnovasyona yönelik tüm konularda Trabzon Üniversitesi Yapay Zeka ve Kodlama Merkezini destekleyeceğiz” sözünü verdi. Merkezi incelemesinin ardından Akpınar ziyaret dolayısıyla Kurumsal İletişim Merkezimize bir açıklama yaptı: “Bakanlığımız teknolojik altyapıları, arayüzleri desteklemek, dijital dönüşüm, girişimcilik eko sistemine katkıda bulunmak için bu tür merkezleri önemli buluyor. Biz de DOKA olarak çok yönlü katkı vermeye çalışıyoruz. Yapay zeka ve kodlama merkezi Trabzon’a ve Trabzon Üniversitesi’ne ciddi bir değer kattı. Çalışan ve üreten gençler üzerinden yaptığımız projelerle Türkiye’nin geleceği inovasyon ve gelişim odaklı değişecektir. Bu merkezi daha aktif bir şekilde canlı tutabilmek, burayı kuruluş amacına uygun hale getirmek ve ötesine geçirmek ajansımızın amaçları arasında olacak. Trabzon Üniversitesi’ne çok teşekkür ediyoruz. Burada ekibi de güzel olan bir teknolojik eğitim ve danışmanlık merkezi kurulmuş oldu. Özel sektörle bir bağ kuran, gelişime esas alan, teknoloji odaklı çalışan bir birim olacağı inancındayız. Burada gençlere hap olabilecek, parmakla işaret edilebilecek projeler olacak. İnşallah diğer sektörlere ve aktörlere de olumlu yansımaları olacaktır.” Ziyaretten duydukları memnuniyeti dile getiren Yapay Zeka ve Robotik Kodlama Merkezi Müdürümüz Doç. Dr. Ali Kürşat Erümit ise teknolojik gelişim ve inovasyonda bu gibi işbirliklerinin önemine işaret ederek Akpınar ve ekibine teşekkür etti. -
07.11.2023
Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ile İşbirliği Toplantısı
Trabzon E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ile Üniversitemiz ile arasında “Ceza İnfaz Kurumlarında Bulunan Hükümlü-Tutukluların Eğitim ve İyileştirme Faaliyetleri” hakkında toplantı gerçekleştirildi. Hükümlülere yönelik olarak uygulanacak olan konser, tiyatro, konferans, kurs gibi sosyal ve kültürel faaliyetler ile ilgili esasları belirlemek amacıyla işbirliği sağlanmasının öngörüldüğü toplantıda Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer ile Trabzon E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İkinci Müdürü Bayram Kıroğlu faaliyete yönelik istişarede bulundu. Rektör Yardımcımızın odasında gerçekleştirilen toplantıda, ceza infaz kurumları ile topluma katkı sağlama ve sosyal sorumluluk projeleri çerçevesinde yapılabilecek işbirlikleri proje olarak ele alındı. KAHRAMANLIK TÜRKÜLERİ CEZAEVİNDE ÇALINACAK Toplantıda Cumhuriyet’in 100. yıl dönümü dolayısıyla “Kahramanlık Türküleri ve Marşlar” temalı anlatımlı konserin Devlet Konservatuvarı Müdürümüz Prof. Dr. Ayşegül Ergene’nin şefliğinde ceza infaz kurumunda da gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı. Ayrıca kurumlar arası işbirliğinin sürdürülebilirliği için protokol çalışmaları yapılması planlandı. Ziyarette Prof. Dr. Çimer ve Kıroğlu'nun yanı sıra Üniversitemiz Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Dr. Ayşegül Ergene, Üniversitemiz Psikoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Fatma Dilek Şeker, Arş. Gör. Bükre Kihtir, Trabzon E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Öğretmeni Mazhar Eskisi, Sosyal Hizmet Uzmanı Buket Şahin ve Psiko-sosyal Servis Memuru M. Halil Kapısız da hazır bulundu. -
02.11.2023
Dezenformasyonla Mücadelede Biz de Varız
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca dezenformasyonla mücadele konusunda harekete geçilmesinin ardından bu kapsamda Trabzon’da da kurumsal güçler birleştirildi. Valilikte düzenlenen toplantıda İletişim Başkanlığı Bölge Müdürlüğü, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Trabzon İl Millî Eğitim Müdürlüğü ile Üniversitemiz arasında işbirliği protokolü imzalandı. Protokol imza törenine Üniversitemiz adına Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu katıldı. Dezenformasyonla Mücadele Protokolü kapsamında İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nde görevli uzmanlar tarafından projeye dahil olan kurumlarda görevli eğitmenlere eğitimler verilerek süreci tamamlayan gönüllü eğitmenler aracılığıyla okullar, KYK yurtları, gençlik merkezleri, üniversiteler ile belirlenen kamu kuruluşlarında bir dizi etkinlik tertip edileceği, bu sayede ‘dezenformasyonla mücadele’ konusunda bilinç oluşturulacağı belirtildi. -
01.11.2023
Bekiroğlu Mutluluğunu Öğrencileri ile Paylaştı
Üniversitemiz Fatih Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü Türkçe Öğretmenliği Öğretim Üyesi-Yazar Prof. Dr. Nazan Bekiroğlu, 2023 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri'nde “Edebiyat” dalında ödüle layık görüldü. Bekiroğlu büyük bir gurur yaşarken mutluluğunu öğrencileri ve sevenleri ile paylaştı. Odası adeta ziyaretçi akınına uğrayan Hocamızı kutlamak için gelenler koridora sığmadı. Prof. Dr. Nazan Bekiroğlu, kendisini bu ödüle layık görenlere teşekkür etti. “YAZARLIĞIN AĞIRLIĞI” Ödülün kendisini çok mutlu ettiğini belirten Nazan Hoca şunları söyledi: “Bu yıl 38. yılımdayım. Bu bana çok güzel bir sürpriz ve emeklilik hediyesi oldu. Cumhuriyet’in 100. yılında bir kadın yazar olarak beni ayrıca gururlandırdı. Benim asıl ödülüm öğrencilerim ve okurlarım. Onlarla olmaktan çok mutluyum. Bu ödül için okuluma, öğrencilerime, takdir edenlere, Cumhurbaşkanlığı Makamına ve Zat-ı Âlilerine teşekkür ediyorum. Sanatın bedeli çok ağır… Dünyaya bir daha gelsem acaba yazar olmayı tekrar seçer miydim, bundan çok emin değilim.” KAHRAMANLARA MİNNET Milletçe 100. yılını kutlamakta olduğumuz Cumhuriyeti tarihteki kahramanlarımıza borçlu olduğumuzu belirten Prof. Dr. Nazan Bekiroğlu, “Cumhuriyetimizi bize armağan eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bütün geçmiş kahramanlarımızı minnet, rahmet, özlem ve saygıyla anıyorum. Akademik tezlerim olan Halide Edip ve Şair Nigar Hanım başta olmak üzere bütün hemşirelerimi, tüm büyük annelerimi de yine aynı sevgi saygı ve minnet duygularımla andığımı da belirtmek istiyorum” ifadelerini kullandı. GENÇLERLE DUYGULANDI Kendisini, Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu ile üniversite yönetimimizin tebrik paylaşımlarının mutlu ettiğini dile getiren Bekiroğlu, ders arasındaki molalarında ziyaretçilerine zaman ayırmaya çalışıyor. Odası çiçek bahçesine dönen Bekiroğlu’nun zaman zaman duygusallaştığı gözleniyor. Eski ve yeni öğrencilerinin tamamına isimleriyle hitap ettiği dikkati çeken ödüllü yazara çiçek takdim eden Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu da başarısından dolayı Hocamızı kutladı. -
30.10.2023
Prof. Dr. Nazan Bekiroğlu'na Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü
2023 "Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü" sahipleri belli oldu.Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri edebiyat kategorisinde ödüle layık görülen üniversitemiz Fatih Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nazan Bekiroğlu'nu tebrik ediyoruz. -
30.10.2023
"Cumhuriyetin Işığında Öğretim Elemanları" Sergimiz Açıldı
Güzel Sanatlar Tasarım Fakültemiz Resim Bölümü ile Fatih Eğitim Fakültemiz Güzel Sanatlar Eğitimi Resim-İş Öğretmenliği Anabilim Dalı ortaklığında "Cumhuriyetin Işığında Öğretim Elemanları" isimli bir karma sergi açıldı. Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu serginin açılışı için düzenlenen törene katılarak Cumhuriyet’in 100. Yılında anlamlı eserler ortaya koyan akademisyenlerimize teşekkür etti. Âşıkkutlu daha sonra beraberindekilerle birlikte eserleri tek tek inceledi ve bilgi aldı. İki ayrı bölümümüzden 24 akademisyenin 24 eserinin yer aldığı serginin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün şehir merkezindeki Güzel Sanatlar Galerisinde 8 Kasım Çarşamba gününe kadar gezilebileceği belirtildi. -
28.10.2023
Trabzon ve Trabzon Üniversitesi’ne Tam Puan
Üniversitemiz koordinatörlüğünde gerçekleştirilen 33. Ulusal Özel Eğitim Kongresi törenle tamamlandı. Katılımcılara teşekkür eden Özel Eğitim Bölüm Başkanımız Dr. Öğr. Üyesi Raziye Erdem, üç gün süren kongrede sunulan alan içeriğinde literatüre geçecek tespit ve öneriler elde edildiğini söyledi. 216 bildirinin sunulduğu ulusal organizasyon, yurtdışından da yoğun katılım sağlanınca uluslararası kongre niteliği kazandı. Kongre sonunda özgün değerlendirmelerde bulunan katılımcılar, “Bugüne kadar yapılanlar içindeki en iyilerden biriydi. Trabzon ve Trabzon Üniversitesi adına kusursuz bir organizasyondu” değerlendirmesinde bulundu.. TRABZON ÜNİVERSİTESİ'NE TEŞEKKÜR Milli Eğitim İl Müdürlüğü, Özel Eğitimciler Derneği (ÖZDER) ve TÜBİTAK işbirliği ile Üniversitemiz önderliğinde organize edilen Ulusal Özel Eğitim Kongresi (UOEK-2023) Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Prof. Dr. Osman Turan Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Kongre sonunda özel eğitime ihtiyaç duyan çocukların eğitim ve gelişime ile ilgili çok önemli görüş ve öneriler ortaya konuldu. Fatih Eğitim Fakültemiz Özel Eğitim Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Raziye Erdem “Cumhuriyetimizin 100. yılında Trabzon’da böyle bir kongre son derece yararlı ve anlamlı oldu. 33. Ulusal Özel Eğitim Kongresi bu yönü ile özellikle özel eğitim alacak çocuklarımızın eğitimcilerine ve alanda araştırma yapmakta olan akademisyenlere etkin bir projektör tutacaktır. Tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyoruz” dedi. Trabzon Üniversitesi adına Dr. Raziye Erdem ile ekibini kutlayan Özel Eğitimciler Derneği Başkanı Prof. Dr. Sezgin Vuran, Prof. Dr. Ahmet Konrot ve Prof. Dr. Gönül Akçamete organizasyona övgüler sıralarken, “Kusursuz bir kongre oldu. Başta Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu Bey ve Raziye (Erdem) hocamız olmak üzere, akademisyeninden öğrencisine tüm Trabzon Üniversitesi ailesini tebrik ediyoruz. Hazırlanan sosyal aktiviteler için de ayrıca teşekkür ediyoruz. Bu kongrede elde edilen verilerin özel eğitime muhtaç çocuklarımıza orta vadede büyük yarar sağlayacağını umuyoruz” diye konuştular. 216 BİLDİRİ… 12 ÇALIŞTAY… 1 SERGİ Kongrenin son gününde özel eğitime ihtiyaç duyan çocukların eğitiminde en önemli aygıtın sözlü iletişim olduğu vurgulandı. New Jersey (ABD) Princeton Child Development Institute (PCDI)’de Otizm Spektrum Bozuklukları ve Davranış Analistliği üzerine özel eğitim çalışmalarında yer almış akademisyenlerden Biruni Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Binyamin Birkan, doğru materyal ve modeller kullanmaları halinde özel eğitim verecek öğretmenlerin işlerinin zor olmayacağını söyledi; özellikle otizmli çocuklarda ailenin rolünün önemli olduğunun, ancak öğretmenin ve sözlü iletişim etkisinin her zaman çok öncelikli olması gerektiğinin altını çizdi. Özel eğitimde öğretmen eğitimi başlığı altında sunulan bildirilerde, kaynaştırma/bütünleştirme sorunları boyutu özellikle masaya yatırıldı. Söz konusu sorunun çözümü önerileri boyutunda katılımcılar öncelikli olarak idari tasarrufun belirleyici olmasını istedi. Farklı odalarda ve masalarda kongre süresince yürütülen çalıştaylarda da etkili deneyim ve bilimsel verilere ulaşıldı. Tüm bu kayıtların rapor halinde Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Genel Müdürlüğüne sunularak resmi kanalların özel eğitim politikası oluşturmasında faydalı olacağı vurgulandı. Kongrede toplam 216 bildiri sunuldu. 12 çalıştay ile 14 poster aktivitesi gerçekleştirildi ve bir de alan sergisi açıldı. Özel eğitim bölümü öğrencilerinin organizasyona ilgisi ve devamlılığı dikkat çekti. Ulusal nitelikteki kongreye başta İngiltere olmak üzere yurtdışından da çok sayıda katılımcı gelmesi organizasyon heyetini şaşırttı. Kongre, 10. Yıl Marşı’nın hep birlikte söylenmesi ile tamamlandı. 34. Ulusal kongrenin Ankara Üniversitesi’nde yapılması kararlaştırıldı. -
27.10.2023
Üniversitemizde Kahramanlık Türküleri ve Marşlar Konseri
Üniversitemizde, Cumhuriyet’in 100. yıl dönümü dolayısıyla “Kahramanlık Türküleri ve Marşlar” adlı anlatımlı konser gerçekleştirildi. Mahmut Goloğlu Kültür Merkezi’nde, Üniversitemiz Devlet Konservatuvarı Çok Sesli Korosu tarafından icra edilen konsere Akçaabat Kaymakamı Ramazan Kurtyemez, Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer, akademik ve idari personelimiz ile öğrenciler ve davetliler katıldı. Trabzon Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Dr. Ayşegül Ergene’nin şefliğindeki konser "Kırım'daki Askerin Türküsü" ile başladı. İcra edilen eserlerden önce Trabzon Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Dr. Öğretim Üyesi Nuri Nalbantoğlu ve Dr. Öğretim Üyesi Tuğrul Karanfil Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadele dönemi anlatımları ile konsere ayrı bir coşku kattı. Konserde “Çanakkale Türküsü”, “Dursun Kaptanın Türküsü”, “Karadeniz Marşı”, “Güçlükleri Yeneceğiz”, “Yiğitler Silkinip Ata Binende”, “Vatan Marşı” ve “Yüzüncü Yıl Marşı” eserleri seslendirildi. Ayakta İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra koro şefi Prof. Dr. Ergene’ye teşekkür belgesi ve çiçek takdimi anlatıcı öğretim üyelerine ise protokol tarafından çiçek takdiminde bulunuldu. Akçaabat Kaymakamı Ramazan Kurtyemez, konser sonunda yaptığı konuşmada, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyeti kuran kadroları rahmet ve minnetle andıklarını söyleyerek Türkiye Yüzyılının daha güçlü bir yüzyıl olacağını ifade etti ve Cumhuriyetin yüzüncü yılını kutladı. Cumhuriyetin yüzüncü yılını kutlayan Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim ise başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün şehitlerimizi rahmetle andı ve Türkiye Yüzyılında icraatların hep birlikte çalışarak gerçekleştirileceğini vurguladı. Başkan Ekim, konserdeki emeklerinden dolayı Devlet Konservatuvarı akademisyenlerine ve öğrencilerine teşekkür etti. Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer, ise yaptığı konuşmada anlatıcıların bir tarih dersi edasıyla Çanakkale’de başlayıp İzmir’de düşmanın denize dökülüşünü anbean yaşattıklarını ifade etti. Konserle yüz yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nin nasıl kurulduğunun çok hisli bir şekilde aktarıldığını kaydeden Çimer, “Anlatıcılarımıza çok teşekkür ediyorum. Önümüzde yüzyıllar var. Bu yüzyıla biz “Türkiye Yüzyılı” diyoruz. Artık gerçek yüzyılımız başlıyor. Ayaklarımız yere bastı. Bölgemizde güçlü bir ülke olduk. Zor koşullardan geçtik. Osmanlının son dönemlerinde biz elimizden çıkan kaynaklarımızı, topraklarımızı alarak Misak-ı Millimizi, Anadolu’da Türk devletinin varlığını perçinledik. Bundan sonra her alanda, ekonomide, eğitimde, teknolojide, içerde ve dışarda tam bağımsız Türkiye Yüzyılı başlıyor. Bunun için daha çok çalışacağız” dedi. Türkiye Yüzyılında gençlere ve öğrencilere büyük görevler düştüğünü dile getiren Çimer, “Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk de cumhuriyeti sizlere emanet etmişti. ‘Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak ve koruyacak sizlersiniz’ demişti. Trabzon Üniversitesi’nin öğrencileri biz bu varlığı sizlere teslim edeceğiz. Milli şuura, milli tarihe, milli kültüre, cumhuriyete sahip çıkarak coşkuyla daha nice yüzyıllarda Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarını kutlamak hepimize nasip olsun. Bu cumhuriyeti kuran başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, şehitlerimizi gazilerimizi, hizmet etmiş bütün devlet adamlarımızı da büyük bir minnetle, rahmetle, saygıyla yad ediyorum. Hepinize bu geceye tekrar icabetiniz için teşekkür ediyorum. Ayrıca Akçaabat kaymakamımıza ve Akçaabat belediye başkanımıza da çok teşekkürlerimi iletiyorum” diye konuştu. Konserin icrasında piyanoda Trabzon Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Dr. Öğr. Üyesi Kâmil Onur Karataş, bağlamada Trabzon Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Öğr. Gör. Mehmet Timuçin Bakırcı, Ritim-Davulda Trabzon Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Öğr. Gör. Özgün Arda Nural yer alırken kemençede Devlet Konservatuvarı öğrencisi Mustafa Kaan Demirci yer aldı. Öğrencilerden oluşan koronun tenor listesinde Abdurrahim Gönç, Melihcan Atasoy, Enes Çevik, Samet Polat; bas listesinde Abdullah Abışka, Celal Kokoğlu, Kaan Yazıcı, Mustafa Caner Yücesan; alto listesinde Ayşe Göde, Zuhal Dülger, Hilal Bukan, Elif Karlıklı, Nurşen Gür; soprano listesinde ise İrem Nur Kurt, İnci Aksoy, Sudenur Akkoç, Saliha Melek Özcan, Sude Nur Çuvalcı görev aldı. -
27.10.2023
Cumhuriyetimizin 100. Yılını Hep Birlikte Kutladık
Cumhuriyet’in 100. Yıl dönümünü münasebetiyle düzenlenen kutlama töreninde Üniversitemiz yönetimi ile akademisyen ve öğrencilerimiz bir araya geldi. Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu’nun anıta çelenk sunması ile başlayan tören saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunması ile devam etti. Törene Rektör Yardımcılarımız Prof. Dr. Atilla Çimer ve Prof. Dr. Hüseyin Serencam’ın yanı sıra akademik ve idari personelimiz ve öğrencilerimiz katıldı. Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu yaptığı konuşmada, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk ‘Ey Türk Gençliği…’ diye başlayan hitabesinde ‘Birinci vazifeniz Türk İstiklalini ve Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir’ diyerek bize önemli bir emanet bırakmıştır. Bu doğrultuda Cumhuriyetimizin 100. yılında bize birer emanet olarak bırakılan gençlerimizi en güzel şekilde yetiştirmek asli görevimizdir" dedi. Yakın coğrafyamızda son derece üzücü olaylar yaşandığını hatırlatan Rektörümüz konuşmasını şöyle tamamladı: “Tüm bu yaşananlar birlik beraberlik içerisinde vatanımızı, ülkemizi, milletimizi korumak ve kollamak adına sorumluluklarımızın önemini bize hatırlatıyor. Değerli gençler, Cumhuriyet emanetini bizden sonra devralacak olan sizlersiniz. Onun kazanımlarını korumak, geliştirmek ve ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine ulaştırmak için elinizden geleni yapın. Bunu yaptığınız zaman bu uğurda mücadele vermiş, şehit düşmüş, gazi olmuş ecdadımızın emellerini yerine getirmiş olacaksınız. Bu duygu ve düşüncelerle Cumhuriyetimizin 100. yılını idrak ettiğimiz bugünde Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve şehitlerimizi rahmet, hürmet, minnet ve şükranla anıyoruz." -
25.10.2023
100. Yılında Cumhuriyet Panelimiz ile Tarih Canlandı
Cumhuriyetin 100. Yılı kutlamaları çerçevesinde Üniversitemiz tarafından "Kuruluştan Türkiye Yüzyılına Cumhuriyet" konulu bir panel programı düzenlendi. Açılış konuşmasını yapan Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, “Türkiye Cumhuriyeti geçmişte olduğu gibin bugün de mazlum milletlere ilham veren tek güçtür” dedi. Dr. Öğr. Üyesi Nurettin Çakıcı "Bu güzel ülkeyi canlarını vererek bize bırakan şehitlerimize minnettarız" ifadesini kullanırken Prof. Dr. Rahmi Çiçek "Rejim üç kavram üzerine kurulmuştur; bunlar Misak-ı Milli, Misak-ı Maarif ve Misak-ı İktisadidir" vurgusunu yaptı. Prof. Dr. Hikmet Öksüz ise “Türkiye Cumhuriyeti’nin zemininde Lozan Barışı vardır” diyerek öğrencilere Cumhriyetin Kurucusu Atatürk'ün Gençliğe Hitabesini hatırlattı. “Kuruluştan Türkiye Yüzyılına Cumhuriyet” konulu panel programına Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu ve yardımcılarının evsahpiliğinde Akçaabat Kaymakamı Ramazan Kurtyemez ve Akçaabat Belediye Başkanvekili Cevdet Bayraktar’ın yanı sıra Avrasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Füsun Terzioğlu ile çok sayıda akademisyen, eğitimci ve öğrenciler katıldı. Panelde Üniversitemiz Türkçe ve Sosyal Bilimler Bölümünden Doç. Dr. Mehmet Akpınar moderatörlük yaptı. Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde gerçekleştirilen ve yoğun ilgi gören programa Üniversitemiz Fatih Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Bölümünden Prof. Dr. Rahmi Çiçek, İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültemiz Tarih Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Nurettin Çakıcı ile KTÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden Prof. Dr. Hikmet Öksüz konuşmacı olarak katıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, 100 yaşına basan Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihte vermiş olduğu varoluş ve istiklal mücadelelerinin bugün tüm mazlum milletlere ilham verdiğini söyledi. Rektörümüz şunları kaydetti: MİLLETİMİZE EN UYGUN YÖNETİM ŞEKLİ “Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutlama onurunu bize yaşatan Allah’a hamdediyor, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını minnetle anıyoruz. Millet olarak önce evrensel bir pandemi sınavından geçtik, ardından büyük bir deprem geçirdik. Uzaktan eğitime mecbur kaldık. Nihayet bu dönem yüz yüze eğitime döndük. 2023 yılının ikinci yarısında yeni başarılara yelken açtık. Ancak tarihi insanlık kadar eskiye dayanan soykırım ve işgal planları ne yazık ki yeniden sahneye çıktı. Öyle ki; Dünyanın dört bir yanında inim inim inleyen soydaşlarımızın acıları karşısında bu törenleri yapmakta zorluk çekiyoruz. Bununla birlikte bugün mazlum milletlerin ümidinin yine Türkiye Cumhuriyeti'nde olduğunu görüyoruz. Cumhuriyetin kuruluşu ile elde ettiğimiz kazanımların ne kadar değerli olduğunu bugünkü dünya konjonktüründeki önemini bir kez daha anlıyoruz. 'Cumhuriyet Türk Milletine en uygun yönetim şeklidir. Cumhuriyet fazilettir' diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha saygı ile anarken Cumhuriyetin ne büyük fazilet, özgürlüğün ne büyük nimet olduğunu daya iyi anlıyoruz. İstiklal Marşı Şairimiz Mehmed Akif’in ‘Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım/Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım’ nidasındaki gibi, ilanihaye Türk Milletine hiçbir güç ve kudret ket vuramayacaktır." Rektörümüz konuşmasının sonunda "Bugünlerde Filistin’de yaşanan menfur saldırıların bir an önce son bulmasını, Filistin’de özgür bir Filistin devletinin kurulmasını diliyoruz. Şu anda yapılan saldırıların ve binlerce insanın katili olan İsrail’i kınıyoruz” dedi. Osmanlı’dan Cumhuriyete Türkiye konulu sunumunda kronolojik olarak 18. Yüzyıldan başlayan anayasal gelişmeler üzerine konuşan Dr. Öğr. Üyemiz Nurettin Çakıcı, “23 Nisan 1920’de TBMM’nin kuruluşunun gerçekleşmesi ihtilaf devletlerini çok rahatsız etmişti. Fakat bu yenilenmeyi durduramadılar. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi. 'Türkiye Devletinin şekli hükümeti Cumhuriyettir' denildi. Cumhuriyetin ilanı, daha önce yapılanların devamı niteliğindeydi. Bu güzel ülkeyi canlarını vererek bize bırakmış olan ecdadımıza, gazilerimize, şehitlerimize rahmet diliyoruz” dedi. NİCEL İLERLEME TEK BAŞINA YETMEZ Panelistlerden Prof. Dr. Rahmi Çiçek ‘Cumhuriyet ve Üç Misak’ konusunda konuştu. Cumhuriyetin 50. Yıl kutlamaları sırasında 1973 yılında da bugün olduğu gibi Filistin’de savaş olduğunu hatırlatan Çiçek, “Bu savaşın tarihi yine bugünkü gibi Ekim ayının başıydı. Buna rağmen Cumhuriyet büyük bir coşku ile kutlandı. Büyük açılışlar gerçekleştirildi. Büyük yatırımların haberleri verildi. İstanbul Boğaziçi Köprüsü açıldı. Keban Barajı açıldı, GAP’ın temelleri atıldı. Arkasından gelen kutlamalarda aynı coşku devam etmedi. Bugün de 100. Yılı kutluyoruz. Kuşkusuz bu kutlamaya bazı lekeler düştü. Ama biz cumhuriyete inanan insanlar olarak bu kutlamamıza coşku ile devam etmemiz gerektiğini düşünebiliriz. Osmanlı devleti kurulduktan 150 yıl sonra Fatih’le olgunlaşmaya başladı. Devletlerin hayatında 100 yıllık süreç büyük bir değildir” dedi. Çiçek şunları söyledi: “Osmanlı Devleti nasıl geniş kıtalara yayılma kanaati göstermiş ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti de üç misak üzerine kurulmuştur. Bunlar Misak-ı Milli, Misak-ı Maarif ve Misak-ı İktisadi’dir. Cumhuriyeti bazılarımız suçluyor bazımız da yüceltiyor. Bunların hiçbirine gerek yok. Cumhuriyeti kuran kuşak Batı’dan etkilenmiştir. Ama mülki yapıya ya da sivil bürokrasiye baktığımızda ya Mülkiye, Mekteb-i Hukuk ve Askeriye mezunu bir kadro olduğunu görüyoruz. Bu kadronun Avrupa’da ve Dünyada ne olduğunu iyi okuyan kadrolar olduğunu biliyoruz. 1960’lara kadar devlet, insanları eğitmek istiyordu. İnsanların kapısına jandarma gönderiyordu. Cumhuriyet yüzyılında 2 binli yıllara geldiğimizde tüm il ve ilçelerimiz okullarla doldu. Bir süreç içerisinde zorlandığınızda geriye dönüp bakarsınız, geçmişteki gerçekliğinizi görüp yolunuzu bu şekilde ileriye çevirirsiniz. Bu hareket fabrika ayarlarına dönmek gibidir, ciddi faydalar verir. Nicel olarak bugün iyi rakamlara ulaştık ama yeterli değildir. Nitel olarak ciddi eksiklerimiz var. Dolayısıyla ‘nice ikiyüzüncü’ yıllara derken ancak eğitimde niteliği ön plana çıkararak artırmamız şart.” ÇÖKÜŞÜ EN İYİ YÖNETEN OSMANLI'DIR Milli İradenin Taçlanma Süreci hakkında konuşan Prof. Dr. Hikmet Öksüz ise tarihi gerçekler ışığında bugünkü konjonktürü harmanlayan bir sunumda bulundu. Öksüz, şunları dile getirdi: “İstilayı bertaraf edip istiklal mücadelesinde hürriyeti canı ile temin etmiş bir ecdadın mirasçılarıyız. ‘Yurtta barış dünyada barış’ demiş bir ecdadın torunlarıyız. Bugün Kuzeyimizde de Güneyimizde de kan akıyor. Dün de bu coğrafyanın her yanı kan gölüydü. Biz bugün burada huzur içinde yaşıyorsak bunu 1920’lerde bu millete kendini adamış olan o idealist kadroya borçluyuz. Ortadoğu’da kan akıtan tüm zalimleri lanetliyorum. Türk Milleti bu coğrafyada her zaman barış için var olmuştur. Vatan coğrafyasında çağın emeli ulus devlet inşa etmekti. Bunun dışında kalmak mümkün değildi. Bütün çağdaş imparatorluklar tarihte bir bir çöktü. Fatih’in mirasına sahip çıkmak isteyenler Ankara’yı başkent yapma iradesini taşıyanlardı. Güvende tutmak, korumak üzerine yeni bir strateji izlediler. Bugün hem Ankara’nın başkent oluşunun hem de Cumhuriyetin 100. Yılını kutluyoruz. Cumhuriyeti kuran kadro, İstiklal Harbini kazanan insanlardır. Onların idealizmi vatanı kurtarmakla kalmadı. Cumhuriyeti kurmakla da kalmadı. Çağdaş bir toplum ortaya çıkarmak için de var olan tüm enerjilerini sarf ettiler. Çoğunluğu elde edene iktidarı devretme olgunluğunu da gösterdiler. Seçimi kaybedip iktidarı bırakmaya karşı direnenlere karşı çıkmışlardır. İbn Haldun nazariyesinden hareketle; devletler doğar büyük yayılıp serpilirler, sonra bir geriye gidiş çöküş ve yok oluş vardır. Çöküşü en iyi yöneten devlet Osmanlıdır. 1920’de hakimiyetin karargâhı ilan edilip hakimiyetin kayıtsız şartsız millete ait olduğu ilan edilince bu uğurda büyük bir mücadeleye girildi. İstiklal Harbi bu şekilde başarılmıştır. Saltanatın ve hilafetin korunması da bu kapsama alınmıştır. Kurtarıcı Karizma, bir devlet kuruluşuna, bir rejim ihya etmeye adım attı. Bunların ilki saltanatın kaldırılmasıdır." CUMHURİYET’İN TABANI LOZAN’DIR “10 yıllık savaşlarda bu millet 3 milyon evladını kaybetti” diyen Öksüz, “Millet sıklet merkezini yitirince yeni bir sıklet merkezi aramaya başladı. Önce barışa ihtiyaç vardı. Lozan Barış Antlaşması imzalandı. Modern diplomasinin en kıdemli belgesi olarak halen uluslararası sisteme etki ediyor, hem de Türk Dış Politikasını şekillendiriyor. O barışı getirenlere şükran borçluyuz. Çünkü Türkiye Cumhuriyetinin zemininde Lozan Barışı vardır. Lüks bir coğrafyada yaşıyoruz. Böyle bir coğrafyada her zaman risk vardır. Güney sınırımızda Bin 288 kilometre Arap sınırımız var ama buraların hiçbir kesimi Arapların kontrollerinde değil. Bizim için en büyük tehdit kaynağı yine buralardır. En zayıf noktamız da buralardır. Bu hattı sağlam kuran kadronun hem tarihe hem de burada yaşayan kardeşlerimize yönelik bir sözleri var; siz bağımsız kalmak istiyorsanız buna büyük saygımız var. Bir gün Türkiye Cumhuriyeti olarak Güneye ineriz demeyeceğiz, bundan emin olun. Ama birileri sizi oyuna getiriyor, bunu da görün. Bu uyarıyı biz 28 Ocak 1920’de bir barış projesi olarak yaptık. Bu uyarıyı ‘Yurtta barış, dünyada barış’ diyen Cumhuriyetin Bânisi yaptı. Barış için bu coğrafyanın yine aynı kurtarıcı mesaja ihtiyacı var. Bununla birlikte Türk Gençliğinin de bir ödevi var; Türk Gençliğinin bugün ve yarın bu ödevi layıkı ile yapma mecburiyeti var Aksi takdirde ne olur, Gençliğe Hitabede ne yazıyorsa o olur. Gazze’de ne oluyorsa o olur. Bu tarihsel gerçekleri iyi algılayıp geleceğimizi dizayn etmemiz lazım. Dayanacak olduğumuz kaynak yeterlidir. Güçlüdür. Damarlarımızdaki asil kan bize yeter. Bunlardan vazgeçersek yeni Mehmet Akif’ler ararız ama bulamayız” dedi. Program sonunda panelistlere teşekkür belgesi verilirken tören toplu fotoğraf çekimi ile sone erdi. -
25.10.2023
33. Ulusal Özel Eğitim Kongresi Törenle Başladı
Üniversitemiz koordinatörlüğünde gerçekleştirilen "Cumhuriyetin 100. Yılında Özel Eğitim" temalı 33. Ulusal Özel Eğitim Kongresi KTÜ Prof. Dr. Osman Turan Kongre ve Kültür Merkezinde törenle başladı. Trabzon İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Özel Eğitimciler Derneği (ÖZDER) ve TÜBİTAK iş birliği ile Üniversitemiz önderliğinde organize edilen Ulusal Özel Eğitim Kongresi'nin (UOEK-2023) açılışı rekor katılımla gerçekleşti. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Prof. Dr. Osman Turan Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleştirilen ve yoğun ilgi gören kongrede Üniversitemizi temsilen rektör yardımcılarımız Prof. Dr. Hasan Karal ve Prof. Dr. Atilla Çimer yer aldı. Kongre için Ankara’dan gelen Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Dr. Mustafa Otrar da programa katkı sağladı. Açılış töreninde ilk konuşmayı Üniversitemiz Fatih Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Raziye Erdem yaptı. İlgi ve katılımdan duydukları memnuniyeti dile getiren Erdem, “Bu kalabalıklar çocuklarımızın geleceği adına bize ümit ve heyecan aşılıyor” dedi. ÖZEL ÇOCUKLARI TECRİT ETMEYELİM Erdem’in ardından kürsüye gelen Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Dr. Mustafa Otrar, Trabzon’un Türkiye için önemine değinirken programa katılmaktan duyduğu mutluluğu katılımcılarla paylaştı. Otrar, “Özel eğitim alan çocuklarımızın yükü babalardan çok anneler üzerinde. Ben bu annelere özellikle teşekkür ediyorum. Yöneticiler olarak kendimizi geliştirmek için nesnel anlamda sorgulamalar yapıyoruz. Çocuklarımızın eğitimi için neler yapabileceğimizi tartışıyoruz. Görme engelli, işitme engelli gibi ibarelerle sınıflandırma yaparak acaba özel çocukları özel sınıflara kurumun ukdesine bırakmış mı oluyoruz? Özel okullar oluşturmak ve bu çocuklarımızı toplumdan ayırmakla sorumluluk bizden gitmiş oluyor mu? Yoksa bu bir tecrit mi oluyor? Bu konulara dikkatle eğiliyoruz” diye özeleştiride bulundu. Bazen sınıf öğretmenlerinden özel eğitime muhtaç çocuklar için ‘Bu benim işim mi’ diye şikayetler aldıklarını söyleyen Otrar, “Biz de o zaman kendilerine ‘Peki kimin işi’ diye soruyoruz. Çünkü bu çocuklarımızın eğitiminden ve yaşamından hepimiz sorumluyuz” dedi. Otrar sözlerini şöyle tamamladı: “Hepinizin bildiği gibi eğitim sistemimiz içerisinde BİLSEM modülü var. Ama biz yıllardır dışarıdan modül transfer ediyoruz. Şu anda Bakanlık olarak iki ayrı test hazırlığındayız. Kendi test usullerimizi oluşturmak ve geliştirmek bence kendi SİHA’mızı yapmak kadar önemli.“ ÇİMER'DEN CUMHURİYET VURGUSU Konuşmasında 11 şehrimizi kapsayan ve 10 milyon kişiyi etkileyen depremlerde kaybettiğimiz insanları yad eden Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer, Filistin'deki zulmün de bir an önce son bulması dileğinde bulundu. Çimer; Fatih Sultan Mehmed’in fethettiği, Kanuni Sultan Süleyman’ın doğup büyüdüğü, Yavuz Sultan Selim’in valilik yaptığı, Atatürk'ün her gelişinde övgü dolu sözlerle taltif ettiği tarih, kültür, sanat, spor ve bilim kenti Trabzon’da Cumhuriyetin 100. Yılında müstesna ve önemli bir kongre düzenlemenin gurununu yaşadıklarını veciz sözlerle dile getirdi. Gerek topyekün verilen İstiklâl mücadelesinde, gerekse Cumhuriyet'in kuruluş sürecinde Trabzon'un Atatürk'e büyük güç verdiğini hatırlatan Çimer, "Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a ilk çıktığında 'kendisine kalp gücü veren yurttaşların ilk safında Trabzonluların bulunduğunu asla unutmayacağı' şeklindeki sözleri bizim için çok değerlidir" şeklinde konuştu. Çimer ayrıca, Cumhuriyete kavuşmanın bir asrı aşan yıldönümünde Trabzon'un tarihi önemine işaret ederken, bu gibi etkinlik ve organizasyonlardaki 100. gurur yılı vurgusuna da övgüde bulundu. Daha sonra özel eğitim ile ilgili görüşlerini dile getiren Prof. Dr. Atilla Çimer, "Hayat sınıfta başlayıp sınıfta bitmiyor. Çocuklarımızın eğitim süreçlerinden sonra ticari, sosyal, kültürel hayatları oluyor. Büyüyüp gelişiyorlar. Evlenip yuva kuruyorlar. Öğrenciyi belli okullarda kısıtlayarak ya da tecrit ederek yaşatamayız” dedi. Çimer şöyle konuştu: “Üniversitemiz 2018 yılında kurulmuş olsa da biz 1960’lardan bugüne Fatih Eğitim Fakültemiz ile 1998'den bu yana da Özel Eğitim ve Rehberlik bölümü çatısı altında öğretmenler yetiştiriyoruz. 2018 yılına kadar bu bölümler KTÜ’ye bağlıydı, şu anda da bu programı KTÜ’de düzenliyoruz. Karadeniz Teknik Üniversitemizi de ‘baba ocağı’ olarak görüyoruz. 1950 yılında Mitat Enç önderliğinde Ankara Gazi Eğitim’de Özel Eğitim Bölümü’nün kurulması ile başlayan süreç bugünlere kadar muhakkak ki gelişerek gelmiştir. Ancak biz bugün bulunduğumuz yeri yeterli görmüyoruz. Kendi bölümümüzde doktora programını da aktif etmek istiyoruz. Akademisyenlerin, ailelerin ve öğretmenlerin bir bütün halinde özel eğitime daha ciddi katkılar vermesini diliyoruz.” PANEL ÇALIŞTAYLARLA DESTEKLENİYOR Programda daha sonra Akçaabat ekibinin horon gösterisi sahne aldı. Arkasından ise Üniversitemizce geliştirilerek Teknofest’te görücüye çıkan ve özel öğrenciler için büyük önem arz eden TİD3B - 3 Boyutlu Sanal Türk İşaret Dili Tercümanı uygulaması Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Dr. Mustafa Otrar tarafından incelendi. Doç. Dr. Mitat Enç’in anılması ve kızı Zeynep Enç’in misafirlere hitap etmesinden sonra ise program aşamasına geçildi. Çalıştaylarla desteklenen panelin ilk gününde Prof. Dr. Bülbin Sucuoğlu (Hacettepe Üniversitesi), Prof. Dr. Hatice Bakkaloğlu (Ankara Üniversitesi) ve Prof. Dr. Şerife Yücesoy Özkan (Eskişehir Osmangazi Üniversitesi) ilk günde Cumhuriyet’in 100. Yılında Özel Eğitim konusunda konuştular. Her Yönüyle Özel Eğitim Kongresi İlk kez Doç. Dr. Mitat Enç anısına 1991 yılında "Özel Eğitim Günleri" adıyla başlayan Ulusal Özel Eğitim Kongresi Cumhuriyetin 100. yılında 25-27 Ekim 2023 tarihleri arasında Trabzon Üniversitesi önderliğinde Trabzon’da gerçekleştiriliyor. Bu yılki teması “Cumhuriyetin 100. Yılında Özel Eğitim” olarak belirlenen kongre kapsamında özel eğitimin Türkiye’deki tarihsel gelişimini bilimsel olarak değerlendirebilmek ve sonraki yıllar için yapılacak çalışmalara ışık tutması hedefleniyor. Kongre içeriği ise, erken müdahale ve erken çocuklukta özel eğitim, kaynaştırma/bütünleştirme uygulamaları, aile eğitimi ve katılımı, özel eğitimde öğretmen eğitimi, özel gereksinimli yetişkin bireylerin eğitimi/istihdam, özel eğitimde geçiş süreçleri, özel eğitimde teknoloji destekli eğitim, özel eğitimde uzaktan eğitim, özel eğitimde tanılama ve değerlendirme, özel eğitimde yasal konular, bilimsel dayanaklı uygulamalar/etkili uygulamalar alanlarını kapsıyor. Kongreye sunulacak bildiri özetleri hakem değerlendirmesine alınarak ve kör hakemlik değerlendirmesi sonucunda kabul edilen bildirilere programda yer verilecek. Cuma gününe kadar devam edecek kongreye Trabzon ve çevre illerin yanı sıra Türkiye’nin dört bir yanından akademisyen, öğretmen ve öğrencilerin yanı sıra yöneticiler ve aileler yoğun ilgi gösteriyor. Kongrede ayrıca alan ile ilgili birbirinden önemli kitap kaynakları da sergileniyor. -
19.10.2023
İl Sağlık Müdürlüğü ile 'Gençlik ve Ruh Sağlığı' Toplantısı
Üniversitemiz ile İl Sağlık Müdürlüğü arasında “Gençlik ve Ruh Sağlığı” konulu toplantı gerçekleştirildi. Gençlerin ruh sağlığının korunması ve güçlendirilmesi amacıyla iş birliği sağlanmasının kararlaştırıldığı toplantıya Trabzon İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkan Yardımcısı Dr. İbrahim Kul ile Üniversitemiz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Atilla Çimer katıldı. Trabzon Üniversitesi Rektörlüğü'ndeki toplantıda gençliğin ruh sağlığı ve bağımlılıkla mücadele kapsamında sosyal ve kültürel etkinliklerin planlanması ile diğer kurum ve kuruluşlarla yapılacak işbirlikleri konuşuldu. Ruh sağlığını destekleme ve farkındalık konularının önemine değinilen toplantıda sigara, alkol ve madde bağımlılığıyla birlikte davranışsal bağımlılıklar ve sağlıklı yaşam gibi konularda da farkındalık çalışmaları yapılacağı vurgulandı. Ziyarette Üniversitemiz Psikoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Fatma Dilek Şeker, Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Tuğçe Mehlika Şanver ile Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Birim Sorumlusu Aynur Büyükgöz ve Sosyal Hizmet Uzmanı Tuğçe Karacaoğlu da hazır bulundu. -
18.10.2023
Medeniyet Algımız ve Gençlik Konferansına Yoğun İlgi
Üniversitemizde düzenlenen “Medeniyet Algımız ve Gençlik” konulu konferansa katılan Millî Eğitim Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Kemal Şamlıoğlu “Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılındayız, bu coğrafyanın adı 'Bereketli Hilal’dir. Bereketli Hilal’in çocukları kendi değerlerinden kopmadan yeni dünyaya yeni bir tahayyül ve tasavvuru bir medeniyet tasavvuru ortaya koyacaktır” dedi. Programa her yaş grubundan yüzlerce kişi katıldı. Şamlıoğlu, gençlerin sıcak ilgisinden ve sorularından son derece memnun kaldı. Üniversitemiz Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Yeniler Kulübü işbirliğinde düzenlenen zengin içerikli program bugün Fatih Yerleşkemiz Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Akademisyen ve eğitimcilerin yanı sıra üniversite ve orta öğretim öğrencileri programa yoğun ilgi gösterdi. Konferansta Filistin’deki insanlık zulmü tüm konuşmacılar tarafından lanetlendi. Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, açılış ve karşılama konuşmasında medeniyetin nimetlerinden yararlanırken mancınık misalinde olduğu gibi; ne kadar geriye gidilirse aynı oranda ileriye dönük feraset penceresi açıldığını dile getirdi. Âşıkkutlu, “Geçmişinden kopan toplumlar hem tarihlerini kaybediyor, hem de güçlü kültürlerin güdümüne giriyorlar. Medeniyetin sağladığı kaynakların sonuna kadar kullanırken ortaya çıkan risklere karşı gençlerimizi koruyacak enstrümanları kullanmalıyız. Bu açıdan kadim kültürümüz, Millî manevi değerlerimiz bizim için son derece değerlidir” dedi. Daha sonra Nusret Torpi’nin moderatörlüğündeki konferans programına geçilirken Millî Eğitim Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Kemal Şamlıoğlu samimi ve sıcak tarzı ile her yaştan genç gruplara hitap etti. Fatih Eğitim Fakültesi 1999 dönemi Edebiyat bölümü mezunu olduğunu söyleyen Şamlıoğlu, “Fatih Eğitim Fakülteli olmaktan gurur duyuyorum. Aslen Rizeliyim, 15 yıla yakın Trabzon’da yaşadım. Akçaabat İmam Hatip Lisesinde de 3 yıl okudum. Benim açımdan çok güzel senelerdi. Ülkemizde çok güzel bir gençlik yetişiyor. Bizim gençliğimizde ayrımcılık ve bencillik yok. ‘Bereketli Hilal’in çocukları olarak tüm insanlık adına bir şeyler yapmaya, tüm dünyanın kurtuluşu için hayır ile adaletten yana olmaya çalışıyoruz” diyerek sözlerine başladı. KENDİ MEDENİYETİNE YABANCILAŞMAK Medeniyetin gençlikle bağlantısını okurken eski/yeni tartışmalarla 200 yıl üzerinden değerlendirme yapmanın doğru olacağını belirten Şamlıoğlu, “Tanzimata bakınca aslında biz millet olarak Cumhuriyetimizin 200. yılındayız, Cumhuriyet böyle bir birikimin üzerine kuruldu. Aslında bu coğrafyanın adı Bereketli Hilal’dir. Bereketli Hilal’in çocukları yeni dünyaya yeni bir tahayyül ve tasavvuru bir medeniyet tasavvuru ortaya koyacaktır. Bu nedenle gençlerin kanaatleri bizim için çok değerlidir. Karşımıza medeniyet mevzuu çıkartılınca yeni olan hep muteber midir?.. Eski olan her zaman yanlış mıdır? Böyle bir zorlamadan geçmiş milletiz. Böylece bizi geçmişimizden kopardılar. Biz bunun yansımasını TRT’deki Gönül Dağı dizisinde gördük; orada bir kahraman var, Sefer. Bir gün ameliyat oluyor, eşi Zahide’yi hatırlayamıyor. Eşi içerliyor. Sonra ise eşine şunu söylüyor; aklım seni unuttu ama kalbim seni unutmadı diyor. Belki 300 yıldır bilginin, bilimin, sadece akıl merkezinde vahiyden kopartılması yönü ile tartışılması gereken bir şey. İnsanı eşref-i kâmil olarak inşa eden yaklaşımların değeri vardır. Yeni; içi doldurulması gereken bir mefhum olarak bize sunulurken onun karşısında teknik bir medeniyet algısı olarak önümüze getiriliyor. Aslında bu algı konvansiyonel olarak kendi medeniyetine yabancılaşmayı da önümüze getiriyor. Eğitim yaklaşımlarında bunu yaşadık. Eğitim felsefesi yaklaşımlarını önümüze getirenler oldu. Pragmatik yaklaşımları önerenler oldu. Salt kendi akademik başarısı ile başarılı olunduğunu hem temel eğitimde hem yüksek eğitimde önümüze getirenler oldu. Bununla eşzamanlı, şahsiyet, ahlak, sanatsal ve sportif faaliyet dediğimiz değerlerin verilmesi gerekiyordu. Ama bizi tek kutuplu, tek taraflı bir zemine itmek istediler. Bu yaklaşım belli zamanlarda hoşumuza gitti ama derinliği kaybetmiş olduk." dedi. DÜNYA VATANDAŞLIĞI DAYATMALARI Bakanlık olarak son dönemlerde bazı yeniliklere gittiklerini belirten Şamlıoğlu, “Daha güçlü, eleştirel düşünebilen, toparlayıcı, açık, dışa dönüklüğü merkeze getirmeye çalışıyoruz. Güçlü bir öğretmen profili ile bunu yapmaya gayret ediyoruz. Öğrencilerimizin okuma değerlendirme süreçlerini ve 4 farklı zamanda okuma kabiliyetlerini geliştirmek için birçok farklı formatla çalışıyoruz. Salt sınavı kriter alan kapsamdan çıkarak, çocukların daha fazla anlattığı ve tartıştığı bir zemin oluşturmanın gayretindeyiz. Son yüzyıla gelecek olursak; özellikle 1. ve 2. Dünya Savaşlarından sonraki yeni düzende birçok şeyi yaşadık. 90’lı yıllardan sonra bize medeniyet tasavvuru bağlamında yeraltı ve yerüstü zenginlikler bir olacak, herkes hakça paylaşacak, savaşsız bir dünya olacak… 2011 sonrasında asimetrik bir savaş sistemine sokularak insanın ötekileştirildiği, soğuk savaşa iten, homo homini lupus denilen yaklaşımı merkeze alan modeli ülkelere bir medeniyet tasavvuru olarak sundular. Dünya vatandaşlığı budur dediler. Biz ise insan ahsen-i tâkvimdir deyip tüm insanları yaradılışla eşit gören, adaleti merkeze alan, Anadolu irfanının biriktirdiği, rüyaları şekillendiren anlayışı tüm dünyaya belli dönemlerde gösterdik” şeklinde konuştu. DÖRT AYAKLI EMPERYALİZM TEHDİDİ Filistin’de hepimizin gözleri önünde vahşice hiçbir orantı gözetmeden zalimce tutumlar gördüğümüzün altını çizen Şamlıoğlu şunları kaydetti: “Hakkı üstün tutan, adaleti esas alan büyük bir mücadele var. Bu mücadelenin merkezinde insanı merkeze alan ve onun üzerinden tüm insanlığa hayrı taşıyan bir tasavvurdur. Onlar dört kavram ortaya koyuyorlar; medeniyetin değerini salt Londra merkezli olarak görüyorlar. Buna natural determinism diyorlar. İlk olarak eski olan hiçbir şey değerli değildir diyorlar. Onun dışındaki yeni şeyler medeniyetin taşıyıcısıdır diye ekliyorlar. Akılcılık dedikleri kendi akılları dışındaki tüm akılları reddeden anlayıştır. Üçüncü olarak, bireycilik var. Yani her koyun kendi bacağından asılır felsefesi var. Dördüncüsü de Sekülerizm. Her şeyin bu dünyadan ibaret olduğunu iddia eden yaklaşım. Biz bu dört akımı bir tarafa bırakıp, ‘Bereketli Hilal’in çocukları olarak bir şeyler yapmaya, tüm insanlığın kurtuluşu için hayır ile adaletten yana çalışan anlayışla çalışıyoruz. Bunu yapacak olan genç kardeşlerimiz olacaktır. İnsanlık adına ortaya koyduğumuz her şey ahirette karşımıza çıkmış olacaktır.” ÖĞRETMEN ADAYLARINA CEVAPLAR Konferansın son bölümü öğretmen adayı öğrencilerle karşılıklı sohbet şeklinde geçti. Öğretmen atamaları ve mülakat ile ilgili olarak yöneltilen sorulara Millî Eğitim Bakan Yardımcısı Şamlıoğlu, “Mülakat sistemi çoklu veriye dayalı bir sistem, emeğin zayi olmasını hiçbirimiz arzu etmeyiz. Sayın Bakanımız da büyük hassasiyet gösteriyor. Mülakat zaten MEB’in kanunlarında mevzuatında var olan bir uygulama. Bakanlık olarak diyoruz ki, biz sadece öğretmen yeterliliklerini bir sınav odaklı veya akademik bilgi beceri birikim şeklinde algılamayacağız. Yüzde 50 civarında bunu değerlendireceğiz. Örneğin 10 bin öğretmen alımı yapılacaksa 30 binlik havuzumuz KPSS puanı ile oluşturulacak. 30 bin arkadaşımıza da mülakat yapacağız. Bunu yaparken de 45 dakikalık bir aralıkta yapmak istiyoruz. Tanışma, sorular, sunum gibi. Sonrasında kendisine sorulan diğer akademik bilgiler ile ilgili kendi kanaatlerini yazılı ve sözlü şekilde aktardığı ve kamera önünde değerlendirmenin yapıldığı bir sistem oluşturmanın peşindeyiz. Böylece oluşacak yüzde 50’şerli puanların kullanılmasıyla sınav odaklı değil, problem çözme yöntemleri, iletişim becerileri, derslerdeki sesi kullanma özellikleri, eğitim yöntemlerini kullanma ya da sözlü müzakerede kendi alanı ve branşı ile ilgili derinlemesine tasavvuru, bilgi birikimi, onunla bağlantılı yaklaşımları gibi birçok değişken olacak. Mülakata girecek kişinin komisyonu tanımadığı, kamera kaydı altına alınan güvenilir bir yapı oluşturulacak. Çoklu veriye dayalı mülakat sistemi diyebiliriz. Öğretmenlik mesleğine girişle ilgili Öğretmen Meslek Kanunundaki değişiklikler gözetilecek. Millî Eğitim Bakanlığı akademi de kurarak bu süreçteki teorik alanları dikkate alan bütüncül bir yaklaşımı önümüzdeki günlerde açıklayacağız. Emeğinizle geleceksiniz ve emeğiniz zayi olmayacak. Çocuklarımız bizim emanetlerimiz” şeklinde cevap verdi. ÖĞRETMENİN STATÜSÜNÜ YÜKSELTTİK Sınıf geçme uygulamasını zorlaştırdıklarına işaret eden Şamlıoğlu, “Bunu öğretmenin statüsünü yükseltmek için yaptık. Süreç odaklı bir yaklaşımla sonuç odaklı olma anlayışından kurtulacağız. Öğretmenlerimizin bu değişiklikleri yakından takip etmesini istiyoruz. Açık liseleri kapattık, çünkü 2 buçuk milyon gencimiz oraya geçmişti. Yıl sonunda 3 ay devamsızlık yapan çocukları affediyorduk, bunu da düzenledik. Şu anda öğretmenleri her alanda güçlendiren ve kariyeri asli meslek olarak gören bir anlayış geliştiriyoruz. Mesleki gelişim süreçlerini daha güçlü tanımlayacağımız bir aşamaya geçiyoruz” ifadelerini kullandı. Şamlıoğlu eğitim sistematiği ile ilgili diğer bir soruya da şu şekilde cevap verdi: “21. Yüzyıl becerileri deniyor, bizim ürettiğimiz kültürel bellek her şeyi ile var ve önümüzde duruyor. Eğitim sistematiği ile daha farklı işler yapmak istiyoruz. Bir öğretmen arkadaşımızın hakkı zayi edilmeyecek, inançlı insanlar olarak bunun altında kalmaya biz fırsat vermeyeceğiz. Çocuklarımızın daha fazla düşünen, okuyan, yazan gençler olmasını istiyoruz. Kelime hazinesinin artırılması projemiz var, bunları henüz açıklamadık. Edebiyat ve Türkçe dersleri çok değerli hale geldi. İnsan kaynağı takviyesini de mutlaka yapacağız. Atamalarda bu hususu dikkate alacağız. Güncelleme ve gerçekliklerle ilgili çok yetkin bir grup oluşturduk." Programa Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu’nun evsahipliğinde Halk Sağlığı Genel Müdür Yardımcısı Dr. Köksal Hamzaoğlu, Adalet ve Kalkınma Partisi Trabzon İl Başkanı Dr. Sezgin Mumcu, Gençlik Kolları Başkanı Mahmut Çavuş, Trabzon Gençlik ve Spor İl Müdürü Lokman Arıcıoğlu, Akçaabat Belediye Başkan Vekili Cevdet Bayraktar, Trabzon İl Millî Eğitim Müdürü Hasan Uygun, Ortahisar İlçe Millî Eğitim Müdürü Cemil Karakaş, Akçaabat İlçe Millî Eğitim Müdürü Mehmet Usta, TÜGVA Trabzon Şube Başkanı Hakan Özgören ile akademisyen ve öğrenciler katıldı. Bakan Yardımcısı Şamlıoğlu’ndan önce bir konuşma yapan Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürümüz Öğr. Gör. Recep Çolak, Merkez olarak dünyadaki gelişmeleri yakından takip ederek mezun öğrencilerin kariyer planlamalarına destek olduklarını söyledi. Çolak, “Geleceğe yön veren, tarihe şan veren lokomotifin merkezi her zaman gençlik olmuştur. Biz de gençlerimizin kariyer yolculuğunu sürdürmeleri için gerekli gayreti göstermeye çalışıyoruz” dedi. Millî Eğitim Bakan Yardımcımız ve beraberindeki heyet daha sonra bir dizi programa katılmak üzere Üniversitemizden ayrıldı. -
16.10.2023
TRÜ Her Aşamada Trabzon Turizminin Yanında
Üniversitemizin de katılımıyla düzenlenen Trabzon Turizm Çalıştayı, Karadeniz Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Osman Turan Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleştirildi. Çalıştayda sektör temsilcilerine hitaben bir konuşma yapan Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, “Trabzon’un turizmden hak ettiği payı alması noktasında her türlü akademik katkıyı vermeye varız” dedi. Trabzon turizminin her yönü ile masaya yatırıldığı Trabzon Turizm Çalıştayı yoğun ilgi gördü. Trabzon Valiliği himayesinde gerçekleştirilen kongrede katılımcı olarak Üniversitemiz de yer aldı. Programda İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası ve Karadeniz Teknik Üniversitesi temsilcileri ile birlikte sektör temsilcileri de katıldı. Basının ve öğrencilerin yakın ilgi gösterdiği turizm çalıştayında sektör temsilcilerine hitap eden Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, Trabzon turizminin gelişmesi için her türlü projeye ve iş birliğine açık olduklarını dile getirdi. Rektörümüz, başvurusunu yaptığımız Turizm Fakültesi’nin kurulması ve önümüzdeki yükseköğretim dönemine yetişmesi noktasında son derece heyecanlı ve ümitli olduklarını ifade etti. TURİSTİN IRKI OLMAZ Trabzon’un geçtiğimiz yıl 797 bin düzeyinde kaydedilen turist sayısının 2023 yılının ilk 9 ayı sonunda 1 milyon 200 bine yaklaştığını belirten Rektörümüz, “21. Yüzyıl dünyasında tüm iddialı rakipler turizmin vizyon, imaj, tanıtım ve reklam unsuru olmasının yanında çok yüksek ve sürekli mali girdiler elde ettiklerini bilerek durmaksızın çalışıyor. Dünyanın en büyük olimpiyat ve organizasyonlarında bile turist sayısı, sportif başarılar kadar değer görüyor. Turizmin dini, dili ve sınıfı olmaz. Hele hele ırkçılık gibi büyük bir insanlık suçunun turizm sektörü ile bir arada anılmasına hiçbirimizin müsamahası olamaz. Yerli-yabancı her turistin şehrimiz ve ülkemiz için büyük bir değer ve tanıtım elçisi olduğunu aklımızdan çıkarmayalım” çağrısında bulundu. BÜYÜK AVANTAJLAR Bölgenin yeşil-mavi çekimine sosyal ve akademik katkılar sunulması yoluyla orta vadede Trabzon’un Karadeniz’in Antalyası haline gelebileceğini belirten Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, “Bir taahhüt olarak, turizm sektörümüzün yükselişine ışık tutacak her yeni fikir ve öneriye açık olacağımızı, her projeye katkı sunacağımızı bu çalıştay sathında beyan etmek isterim. Trabzon dağlarıyla, yaylalarıyla, denizi, köyleri, mutfağı, doğası, tarihi, eğitimi, ekmeği, iklimi, futbolu ve insanı ile birçok şehirden önde ve çok daha şanslı bir şehir. Bu şansı turizm sektörü yönünden avantaja dönüştürmek için Trabzon Üniversitesi olarak biz hep en ön sırada yer alacağız” ifadelerini kullandı. UZUNGÖL VE ULAŞIM Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Hamdullah Çuvalcı da Trabzon’da üç üniversite bulunduğunu, bu kurumlarda dil eğitimi, otelcilik, aşçılık, gastronomi, yöneticilik ve sağlık turizmine dönük katkılar üretildiğini ifade ederek şunları söyledi: “Bilim kurumlarının turizme birçok yönden katkısı olabilir. Trabzon Üniversitemizin turizm fakültesi için başvurusu oldu, bu başvurunun müspet neticelenmesini ve önümüzdeki dönem açılmasını temenni ediyoruz. Trabzon şehir olarak turizm sektöründen çok daha büyük pay alabilir. Biz bu gibi çalıştay programlarıyla bunu belki bir günde ortaya koyamayabiliriz ancak bu gibi başlangıçlar çok önemlidir. Örneğin Körfez ülkelerinin büyük önem verdiği Uzungöl için bir ring projesini konuşabiliriz. Turistler Yazın Uzungöl’e neden iki saatte ulaşabiliyor; sağlık turizminden nasıl daha fazla pay alabiliriz; konuşalım, tartışalım ki bugün olmasa da bir gün bir sonuç üretebilelim” dedi. YIL BOYUNCA TURİZM Daha sonra kürsüye gelen Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürü Tamer Erdoğan programdaki konuşmasında Üniversitemizin de aralarında bulunduğu turizm paydaşı kurumlara teşekkür etti. Bu kurumlarla iş birliği halinde yeni projeleri ürettiklerini belirten Erdoğan, “Öncelikli hedefimiz Trabzon için turizmin 12 ay devam etmesini temin etmektir” dedi. Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Erkut Çelebi ise, “Turist sayısının artışı maalesef otel ve işletmelere henüz tam yansımadı. Gelen turistlerle ilgili bu ters orantı, kayıtdışı turizmin artmasından kaynaklanıyor. Kayıtdışı turizm devam ederse otelcilerimiz gelecekte büyük sıkıntılar çekecektir. Bosna Hersek’te 5-6 yıl önce Körfez ülkelerinden gelen turistler büyük girdi sağlıyordu. Daha sonra büyük küskünlük doğdu ve şu anda orada turistik yatırıma bağlı mağduriyet var. Benzer duruma düşmeyelim. Geçen yıl depremden dolayı bir duraksama oldu ancak şu anda özellikle turistik disiplin ve tesisleşmenin sağlanması gerekiyor. Yarıda kalan tesislerin tamamlanması şart. Trabzon’da resmi olarak 25 bin yatak sayısı var. Oysa yaylalara çıkıldıkça basit usül işletme şeklinde evlerin adeta otele çevrildiğini gördük. Dere kenarında kurulan çadırları pazarlıyorlar, ne yazık ki buralardan 5 yıldızlı otel parası alınıyor. Bu çalıştaydan ayrı şekilde yürütülecek yönetim ve kontrol uygulamaları ile güçlendirilmesi lazım. Rusya-Ukrayna savaşından sonra her iki ülkeden güvenli ikamet için Trabzon’a gelmeye çalışan insanlar var. Direkt uçuş ve gemi seferi sağlanırsa bu konuda da ciddi bir turizm girdisi doğar” dedi. TURİZM FINDIĞI SOLLADI Ticaret Borsası Başkanı Eyüp Ergan yakın geçmişe kadar bölgenin en büyük geliri fındık iken şimdi bu üründen elde edilen gelirin yerini turizme bıraktığını söyledi. Ergan, “Zamanında fındıkta 90 bin ton civarında rekoltemiz vardı, şimdilerde 40 bin tona geriledi. 150 milyon gelir elde ediyoruz. Turizm ise 1 milyar doları geçti. Turizmin önemini anlatmaya gerek yok, kendisini dile getiriyor” vurgusunu yaptı. YABANCI SAYISI AÇIKLANDI Yetkili uzmanların verdiği bilgilere göre; Trabzon’u yabancı turist olarak en çok Suudi Arabistan’ın tercih ettiği, bu ülkeden geçen yıl 70 bin, 2023 yılının geride kalan 9 aylık diliminde ise 90 bin kişi geldiği belirlendi. İsrail’den gelenlerin sayısı 2022 yılında 4 bin 300 iken, bu rakamın 2023 itibariyle 7 bini geçtiği, Körfez ülkelerinden gelen turist sayısının ise düşüş göstermeye başladığı bildirildi. Trabzon’da 7 bin 400’ü Ortahisar olmak üzere toplam 9 bin 400 yabancının -sürekli- ikamet kaydı bulunduğu duyuruldu. Yabancıların en fazla Nitelikli Dolandırıcılık ve Kasten Yaralama suçlarına karıştıkları, suç oranlarının ise düşüşte olduğu bildirildi. Turistlerin karıştıkları olayların ise son iki yılda ortalama 18-20, mağdur oldukları olay sayısının ise 14-18 olduğu kaydedildi. ODAK GRUBA TRÜ DAMGASI Çalıştayda daha sonra bilgilendirme sunumu gerçekleştirildi. Sabah oturumunda Doç. Dr. Coşkun Erüz moderatörlüğünde, Ebru Naz, Rabia Karabacak ve Nuh Tezcan sunumlarda bulundu. Öğleden sonra ise Trabzon için Alternatif Turizm Türlerinin Geliştirilmesi, Turizm Sektörünün Kurumsallaşma Problemleri ve Trabzon Turizminde Sürdürülebilirlik Sorunları başlıklı çalıştay masaları oluşturularak görüşmeler yapıldı. Üniversitemiz Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulundan Dr. Öğretim Üyesi Elif Sis Atabay ile Öğr. Gör. Dr. Sevda Kanca ve Öğr. Gör. Gülay Çakmak çalıştayın üç ayrı masasında moderatörlük görevi üstlenirken odak grup çalışması şeklinde gerçekleştirilen aşamalarda günboyunca ortaya çıkan tespit, şikayet, talep ve öneriler raportörlerce geniş kapsamlı yazılı bir rapora dönüştürüldü. -
09.10.2023
Cumhurbaşkanlığı Resmî Açılış Törenine Katıldık
Cumhurbaşkanlığımızca Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleştirilen 2023-2024 Akademik Yılı Açılış Törenine Üniversitemiz heyeti de katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve rektörleri ağırladığı programda Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu ve beraberindekiler Trabzon Üniversitesi’ni temsilen yer aldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan törende yaptığı konuşmada toplumların değerinin ilim ve bilim insanlarına verilen değerle ölçüldüğünü belirterek, "Sürekli gelişmenin, ilerlemenin, gücünü muhafaza etmenin yolu, bilimde, kültürde ve sanatta mümbit bir iklime sahip olmaktan geçer. Bizim üniversitelerimizin üzerine titrememizin arkasında işte bu anlayış vardır" ifadelerini kullandı. Geniş katılımlı törende Rektörümüz ile birlikte Prof. Dr. Suat Ünal, Doç. Dr. Semra Çinemre, Dr. Öğretim Üyelerimiz Yaşar Selçuk Erbaş ve Ercan Sarıcaoğlu, Araştırma Görevlimiz Fatma Eski ve yeni dönem yüksek lisans öğrencilerimizden Tayyar Safa Sağdıç ile lisans öğrencilerimizden Tuğba Nur Şeker hazır bulundu.
Toplam 639